Yemek öncesi Murat - Levent - Nesrin konuşması
Murat: Kapanış
için yeni bir fikrim var.
Levent: Hımm...
Murat: Viyana'daki büyük
konserin final sahnesini hatırlıyor musun?
Levent: Evet.
Murat:
Aklımdaki buna benzer bir şey. Hasret'in perdeye yansıyan gölgesi.
Kendisiyle birlikte hareket etmeyecek ama... Ne oldu? Bir şey mi var?
Levent:
Yani bir Viyana'daki o kapanış solistini düşünüyorum bir de bizim
Hasret'i... O kız bizi büyülemişti. Hasret bunu yapabilir mi gerçekten?
Seyirciyi olağanüstü bir gücün içine çekebilir mi?
Murat: Öyle bir
sahnede, evet çekebilir.
Levent: Kız doğru dürüst konuşmayı yeni
öğrendi Murat. Biraz gerçekçi olsan.
Murat: Sen beni mi
sorguluyorsun?
Levent: Sorgulamıyorum. Gör istiyorum. Viyana'daki 5
yaşından beri ders almış bir kızdı. Senin elindeki sokaktan aldığın bir
çiçekçi kız. Bunu gör.
Murat: Aynı şeyi görmüyoruz anlaşılan.
Levent:
Bak bu konuda haklısın. Senin gördüğün başka bir Hasret. Sen Hasret'i
başka bir yere koymuşsun artık.
Murat: Levent yapma. 24 saat
çalıştığım öğrencilerim oldu. Her seferinde bu tempo ve bu yakınlıkta
çalıştım.
Levent: Evet ama hiçbiriyle el ele tutuşmadın.
Murat: Ne
el elesi?
Levent: Tokalaşmaktan bahsetmiyorum. Romantik bir el ele
tutuşmaktan bahsediyorum. Göl kenarında. Tepenizde bir ay ışığı eksikti.
Murat:
Hadi oradan ya. Kız üzülüyorum diye... Ya farkında bile değildim zaten.
Levent:
Haa?
Murat: Sen... sen hakikatten...
Levent: Hı?
Murat: Sende
bazen Hasretlik var mı diye kuşku duyuyorum.
Levent: Hasretlik ha?
Nesrin:
Hazır mısınız çocuklar? Çıkalım mı artık? Muratcım babanı bekletmeyelim
istersen. Biliyorsun beklemeye hiç dayanamaz.
Murat: Biliyorum...
Levent:
Ethem Bey'le aranızdaki buzlar çözülüyor sanki...
Nesrin: Ah Levent.
Yani eski kocamla iki lakırdı edemeyecek miyim?
Levent: Sakın yanlış
anlamayın. Ben kesinlikle ortalığın ısınmasından ve buzların
çözülmesinden yanayım. Sen ne düşünüyorsun Murat?
Murat: Ben küresel
bir ısınmanın üzücü sonuçlar doğuracağını düşünüyorum.